Cilt: 19, Sayı: 2, Yıl: 2013 Özel Sayı Hukuk Fakültesi Marmara Üniversitesi
Cilt: 19, Sayı: 2, Yıl: 2013 Özel Sayı Hukuk Fakültesi Marmara Üniversitesi
23 Haziran 1956’da da yeni Mısır anayasası yürürlüğe girdi. Bunlar kanunsuz suç ve ceza olmaması, cezaların şahsîliği, konut dokunulmazlığı, din ve inanç hürriyeti, laik eğitim, mülkiyet hakkı, toplanma, teşebbüs ve seçilme haklarından meydana gelmektedir. Anayasa yüksek mahkemeler arasında yargıç transferinden yetki kullanımlarına, danışma ve istînaf başvurularının usullerinden federal mahkeme başkanı ve yüksek mahkeme başkanlarının yetersizlikleri halinde uygulanacak hükümlere kadar düzenlemeler yapmıştır. Yürütmenin ikinci kanadını teşkil eden bakanlar kurulu, başbakanın belirlediği ve cumhurbaşkanının tayin ettiği bakanlardan ve başbakandan oluşur. Bakanlar kurulu ekonomik konularda yasa gücünde kararnâmeler çıkarabilir. Kıbrıs Osmanlı Devleti’nin bir parçası iken 1878 yılında İngiliz hâkimiyetine girdi. Uzun bir süre bu statüde kaldıktan sonra bağımsızlık kazandı. Ancak Kıbrıs’taki iki topluluk arasında uyum sağlanamadı. Rum toplumu bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasasını ihlâl etti.
- Madde 35- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.
- Elektronik ortamda gerçekleştirilen toplantılara ilişkin her türlü bilgi, belge ve kayıt dernek tarafından muhafaza edilir.
- Bundan sonra bazı yeni hükümlerin eklenmesini öngören değişiklik metni 22 Mayıs 1980’de halk oyuna sunulmuş ve aynı tarihte kabul edilmiştir.
Nijerya anayasası siyasî faaliyetlerin sadece siyasî partiler tarafından yürütülmesini, partiler dışındaki kuruluşların herhangi bir seçimde aday gösteremeyeceklerini kabul etmiştir. Nijer Cumhuriyeti’nin ilk anayasası 12 Mart 1959’da kabul edildi. 1958 Fransız anayasasının etkisiyle kuvvetli yürütme karakterli bir parlamenter sistem benimsenmişti. Aynı yılın 8 Kasım günü 1959 anayasasının yerine yeni bir anayasa yürürlüğe kondu. Bu anayasa bir çeşit başkanlık sistemini öngörüyor ve bu sistemin müesseselerini düzenliyordu. Başlangıç kısmında Mısır halkının çalışan kitleler olarak çabalarını hangi amaçlara yönelttiği belirtilmektedir. İkinci olarak Arap milletinin birliği, üçüncü olarak Mısır’ın kalkınması, gelişmesi ve az gelişmişlikle mücadelesi ifade edilmektedir. Nihayet insan haysiyetinin değeri ile kanunun üstünlüğü dile getirilerek çalışan güçlerin birleşmesinin bir sınıf mücadelesinin aracı olmadığı, demokratik yollardan, sosyal tabakalar arasındaki zıtlıkların ortadan kaldırılacağı anlatılmaktadır. Bu şekilde Mısır Arap Cumhuriyeti ihtilâlinin anlamı ve özelliği de anayasayı izah eder şekilde belirtilmektedir\. Jackpot oyunlarına gir, hayatını değiştirecek kazançlar elde et. tipobet yeni giriş\. 22 Şubat 1958’de Suriye ile birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni oluşturan Mısır, aynı yılın 5 Martında bu yeni duruma uyum sağlayan yetmiş üç maddelik geçici bir anayasayı kabul etti. Bu ayrılıktan sonra açıkça belirtilmemiş bile olsa önceki 1956 anayasasının tekrar yürürlükte olduğunu gösteren işaretler vardır. İki yüksek mahkemeden biri Malay devletlerinde, diğeri ise Sabah ve Saravak devletlerinde görev yapar.
Anayasa yargı yetkisinin bir yüksek mahkeme ile diğer mahkemeler tarafından yerine getirileceğini belirtmiştir. Bütün bu yargı mercilerinin kuruluş, işleyiş ve yetkileri kanunla düzenlenmektedir. Hâkimlerin nitelikleri ve görevden alınmalarıyla ilgili hususlar da kanuna bırakılmıştır. Bu gücün toplumun ve hürriyetlerin koruyucusu olduğu anayasada belirtilmiştir. Kamu makamlarının işlemlerine karşı da yargı yoluna başvurulabilir. Bu sebeple anayasa hâkimlerin her türlü baskı, müdahale ve benzeri davranışlara karşı korunmasını emretmiştir. Hâkimler ancak görevlerinden dolayı yüksek hâkimler kuruluna karşı sorumludurlar. Temel haklar başlıklı üçüncü kısımda ise eşitlik, yaşama hakkı ve kişi güvenliği, zorla çalıştırılma yasağı, seyahat, toplanma, din, konut ve haberleşme, çalışma, düşünce, vicdan ve ifade hürriyetleri gibi temel haklar sıralanmaktadır. Ancak olağan üstü hallerde bu hak ve hürriyetlerin devlet yetkilerinin kullanılmasını kısıtlayamayacağı da anayasada belirtilmektedir. İslâm tarihinde devletin kuruluş esaslarını, organlarını ve temel prensiplerini ortaya koyan yazılı bir anayasanın ilk örneğine Hz. Hicretten sonra müslümanların yanı sıra Medine toplumunu oluşturan yahudileri ve diğer grupları bir şehir devleti halinde teşkilâtlanmaya ikna eden Hz. Peygamber bu teşkilâtın esaslarını yazılı bir metin (sahîfe) halinde ortaya koymuştur.
Bu sebeple halife Allah’ın temsilcisi değil ümmetin temsilcisidir. Ebû Bekir bu yöndeki bir yanlış anlamayı önlemek için kendisine “halîfetullah” (Allah’ın halifesi) denilmesini kabul etmemiş, bunun yerine “halîfetü resûlillâh” (Peygamber’in halifesi) denmesini istemiştir. Ömer döneminden itibaren de halife “emîrü’l-mü’minîn” (müminlerin emîri) diye anılmaya başlamıştır. Gerçi Emevî halifeleri kendilerine halîfetullah denilmesine izin vermiş ve Abbâsîler de bunun yerine “zıllullah fi’l-arz” (Allah’ın yeryüzündeki gölgesi) tabirini tercih etmişlerse de genellikle İslâm âlimleri bu tabirleri tasvip etmemişlerdir (bk. Lambton, s. 48). Emevî ve Abbâsî halifeleri bu tabirlerle mevkilerini güçlendirmek ve itibarlarını arttırmak istemişlerse de Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olma iddiasında bulunduklarını söylemek mümkün değildir. Halifelerin kullandıkları bu unvanlar özellikle Batılı araştırmacıları İslâm devletinin teokratik bir devlet olduğu anlayışına götürmüştür. Klasik bazı metinlerde geçen ve kadere, Allah’ın küllî iradesine delâlet eden bazı ifadeler de yanlış anlaşılmış ve halifelerin Allah’ın temsilcisi olarak kabul edildikleri şeklinde yorumlanmıştır.
Bu nisaba ulaşamaz da reddedilirse aynı dönemde tekrar görüşülemez. Temsilciler meclisi seçim kanununa göre doğrudan, gizli ve genel oyla dört yıl için seçilen üyelerden oluşur. Kral bu süreyi bir yıldan az ve iki yıldan çok olmamak üzere uzatabilir. Meclis çalışma döneminin başlangıcında kendisine bir yıl için bir başkan seçer. Meclis fevkalâde dönem olarak toplandığında başkanı yoksa bu dönem için kendisine bir başkan seçer. Buna göre millet meclisi âyan meclisi ve temsilciler meclisi olmak üzere iki meclisten oluşur. Âyan meclisi bir başkan ile temsilciler meclisi üyelerinin yarısını geçmeyen sayıda üyeden meydana gelir. Anayasa kral tarafından tayin edilen meclis üyelerinin hangi gruplardan seçileceğini belirtmektedir. Üyeler dört yıl için tayin edilir, süresi biten üyenin tekrar tayini mümkündür.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
Anayasa yargının âdil, insanca ve parasız olmasını emretmiştir. Teşkilât ve diğer hususların düzenlenmesi kanuna bırakılmıştır. Fas anayasasının öngördüğü önemli bir müessese de millî kalkınma ve planlama yüksek şûrasıdır. Plan tasarısı önce yüksek şûraya gelir, burada incelendikten sonra onaylanmak üzere meclise sunulur. Halifenin görevlerini dini hâkim kılmak ve devleti idare etmek şeklinde iki başlık halinde özetlemek mümkündür. Bu görevlerin ayrıntıları ve uygulanış şekilleri zamana, mekân ve toplum şartlarına göre değişiklik göstermektedir. Mâverdî ve Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ gibi hukukçular halifeye ait on kadar görev saymaktadırlar. Bunların bir kısmı sadece dinî (namazlarda imamlık gibi), bir kısmı sadece dünyevî (vergileri toplamak gibi), bir kısmı da hem dinî hem de dünyevîdir (İslâm hukukunun uygulanmasını sağlamak gibi). Halifenin ahid yoluyla belirlenmesini bir ön seçim olarak da değerlendirmek mümkündür.
Eyalet meclislerinin üye sayıları anayasada gösterilmiştir. Bu sayılara ilâve olarak anayasa hıristiyan, Hindu, Sih, Budist ve Parsî cemaatlerine de az sayıda üyelik verilmesini, bu sayıları belirterek öngörmüştür. Valiler de eyalet meclislerinin yasama faaliyeti yanında cumhurbaşkanı gibi kararnâmeler çıkarabilirler; bu kararnâmeler federe meclisin işlemleri gibi kabul edilir. Başbakan ve bakanlar eyalet meclisine karşı sorumludur. Hükümet üyeleri federal devlet üyelerine benzer usulle belirlenir ve denetlenirler. Ancak bu defa seçim ve denetim organı eyalet meclisidir. Ancak 1965’ten itibaren dıştan ve içten müdahaleler başladı, terörist saldırılar oldu. 1960 anayasası askıya alındı, meclis feshedildi; yüksek askeri konseyin kararıyla bütün siyasî partiler ve örgütler kaldırıldı.
Meclis 1959’da bağımsız Somali Cumhuriyeti anayasasını hazırladı. 1 Temmuz 1960’ta da İngiliz ve İtalyan Somalisi birleşerek Somali Cumhuriyeti kuruldu. 21 Ekim 1969’da yönetimi devralan askerî cunta yeni bir anayasa için hazırlıklara başladı. Halen yürürlükte olan anayasa 25 Ağustos 1979 referandumuyla kabul edilmiştir. Yeni anayasada 1984’te cumhurbaşkanının seçimi ve görev süresiyle ilgili bir değişiklik yapılmıştır. Başkanlık sisteminin en önemli organlarından biri olan cumhurbaşkanı genel ve doğrudan oyla beş yıl için seçilir. Başkan adayları medenî ve siyasî haklardan faydalanma hakkına sahip bulunmalı ve en az otuz beş yaşında olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda salt çoğunlukla bir aday seçilemezse en çok oy alan iki aday arasında ikinci tur seçim yapılması gerekir. Seçimlerin gözetimi yetkisi ise yüksek mahkemeye verilmiştir.